باب: إذا قال:
من ذا؟ فقال:
أنا.
17. KİM O, DİYENE BENİM DİYE CEVAP VERİRSE
حدثنا أبو
الوليد هشام
بن عبد الملك:
حدثنا شُعبة،
عن محمد بن
المنكدر قال:
سمعت جابراً
رضي الله عنه
يقول:
أتيت
النبي صلى
الله عليه
وسلم في دين
كان على أبي،
فدققت الباب،
فقال: (من ذا).
فقلت: أنا،
فقال: (أنا أنا).
كأنه كرهها.
[-6250-] Cabir r.a.'dan di ki: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in huzuruna babamın üzerindeki bir borç dolayısıyla gitmiştim.
Kapıyı çaldım, o kim diye sordu. Ben: Benim deyince, Allah Rasulü verdiğim
cevaptan hoşlanmamış gibi: Benim, benim, dedi."
Diğer tahric edenler: Tirmizi Edeb; Müslim, Edeb
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Kim o, diyene benim diye cevap verirse" Bu husustaki
haber böyle demenin mekruh olduğu hususunda açık bir ifade taşımadığından ötürü
kesin bir hüküm vermemiş gibidir.
Musannıfel-Edebu'l-Müfred'de, Hakim'in de sahih olduğunu
belirttiği Bureyde'nin rivayet ettiği şu hadisi kaydetmiştir: "Nebi s.a.v.
mescide geldi. O sırada Ebu Musa Kur'an okuyordu. Bureyde dedi ki: Ben de
geldim. Kim o, dedi. Ben: Ben Bureyde'yim dedim."
Daha önce de Ümmü Hani'nin rivayet ettiği: "Nebi Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in yanına vardım. Ben Üm mü Hani'yim dedim ... "
şeklindeki hadis de Kuşluk namazı bahsinde geçmiş bulunmaktadır. Nevevı der ki:
Eğer kişi kendisinin künyesini söylemeksizin tanınmayacaksa kendisini bu
şekilde tanıtması mekruh değildir. Aynı şekilde: Ben şeyh filan yahut kari
filan yahut kadı filanım demesi de -ancak bu yolla başkalarından ayırt
edilebiliyorsa- mekruh değildir.
İbnu'l-Cevzi'nin zikrettiğine göre "benim" demesinin
mekruh oluş sebebi, bunda bir tür tekebbür bulunmasından dolayıdır. Çünkü böyle
diyen bir kimse:
Ben adını da, nesebini de ayrıca belirtmeye ihtiyacı olmayan
kimseyim, demiş gibi olur. Ancak Muğultaı ona itiraz ederek, böyle bir konumda
Cabir hakkında bu düşünülemez, demiştir.
Buna şöyle cevap verilmiştir: Evet, Cabir dediğiniz gibi olsa
bile bu, bnu sürdürmemesi ve alışkanlık haline getirmemesi için ona gerekeni
öğretmeye engel değildir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
İbnu'l-Arabi dedi ki: Cabir'in hadisinden, kapıyı çalmanın meşru
olduğu anlaşılmaktadır.
Buhari el-Edebu'l-Müfred'de, Enes'den: "Rasulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kapıları tırnaklarla çalınırdı" hadisini
rivayet etmiş bulunmaktadır. Bu ise onların ileri derecede edepli
davrandıklarına yorumlanır. Kapıya yakın bir yerde bulunan kimse için de bu
güzel bir şeydir. Ama tırnakla kapının çalınmasının sesini alamayacak kadar
kapıdan uzakta bulunan bir kimsenin kapısının duruma göre daha fazlasıyla
çalınması müstehaptır.